25 Aralık 2010 Cumartesi

KOKU

Saat 21:30 civarıydı adrese ulaştığımızda.Asayiş ekipleri çilingirin kapıyı açmasını bekliyorlardı..Kapı açıldı, yalnızca bir adım attım içeriye ve aldığım kokuyla irkildim..Bu kokuyu kahretsin ki çok yakından tanıyordum ben...
İçerisi karanlıktı ışıklar kapalıydı..Polisler el çabukluğuyla ışıkları yaktılar..Koridorda,mutfakta,salonda kimse yoktu..Koku boğucuydu,hatta kusturucu…Bir taraftan camları açarken bir taraftan kusmamak için kendimi zorluyordum.Yatak odası olduğunu tahmin ettiğim son kapıyı açtığımda beklediğimiz tabloyla karşılaştık..Evet koku yanıltmamıştı beni..Bu koku ve hep aynı tablo…
80’li yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim erkek hasta yatağında kıvrılmış sırtı bize dönük durumdaydı.İçim ürpererek üzerinde ki yorganı kaldırdım.Koku son derece şiddetlendi..Bu son noktaydı zaten..Ciğerlerime dolan havadan tiksiniyor,korkuyor,huzursuz oluyordum o an..El ve ayakları mosmordu,şişmişti..Ölüm sertliği çoktan gelişmişti..Dizlerini karnına çekerek son nefesini verdiği için bu pozisyonda kalmıştı açmak mümkün değildi.Defibrilatörün problarınını göğsüne değil mecburen sırtına yerleştirdik.Hayat vermek için değil,ölümü ıspata yönelik çalısıyorduk bu kez..Koku dayanılacak gibi değildi.Kendimi dışarı atmak için can atıyordum ve eminim diğerleride aynı şeyi düşünüyordu..Evden çıkarken birkaç komşunun kapıda bekleştiğini gördüm,ağlayan bağıran kimse yoktu..Belli ki yalnızdı..belli ki kimsesizdi..
Polis ekiplerine ölümün netliği hakkında bilgi verdikten sonra araca geçtik..Dönüş yolunda ekip oldukça sessizdi.Normal şartlarda vaka hakkında konuşur eleştirirdik.Bu kez kimse konuşmuyordu.Ortamın havasını değiştirmek için ağzımı tam açmıştım ki o koku tekrar burnuma geldi..
Ölümünün üzerinden saatler belki de tam bir gün geçmişti..Yalnızdı..Ölürken  yalnızdı..Nerdeydiler?..Hayatta kimsesizmiydi yani? 80 yıl..koca 80 yıl kimsesi olmadı mı? Kimse ölümünü farketmedi , ta ki o koku duyulana kadar..
Peki bu koku neyin nesiydi?Çürüyen  bedeninin kokusu mu? Salınan idrar ve dışkısının mı? Ne o, ne bu ’’yalnızlığın kokusuydu bu ’’..Derin bir nefes aldım ta ki kalabalığın kokusu yeniden ciğerlerime dolana kadar…..

                                                                                                                                       24.12.2010

9 Aralık 2010 Perşembe

HENÜZ TEMİZ DEFTERLER..

 08.12.2010

   İnsanların işlerinden çıkıp evlerinde akşam sofralarının kurulduğu saatler…
Ambulansın içinde tarihi geçmiş ilaçları ayırırken telsizden bildirildi vaka..30 yaşında bayan hasta,suicid girişimi (intihar)..
   Adres istasyona yakın bölgedeydi kısa zamanda ulaşmıştık ki bayan ilaçları içeli henüz 10 dk bile olmamıştı..Kendinde ve bilinci açıktı..evde 18 li yaşlarda akraba bir genç,komşu kadın ve 2 küçük erkek çocuğu vardı.(hastadan A diye bahsedeceğim) A.  (biryandan sigarasını içerek) ‘’ ilaç içmedim iyiyim gidin’’ dedi..Komşu kadınsa ben gördüm içti yalan söylüyor bu neden yalan söylüyorsun yalan söyleme senin kafanı kırarım vb.şeklinde A’ ya bağırmaktaydı..Komşu kadına biraz sinirle başka bir odaya gitmesini ve bizi hasta ile yalnız bırakmasını söyledim.Zira kadın iyi niyetini aşmış neden olduğunu anlayamadığım bir şekilde A’ya bağırmaktaydı ve bu beni aşırı strese sokmuştu..A’ yı alıp o an ışık yanan  bir başka odaya geçtim.Oda da 2 küçük erkek çocuğu onca kargaşaya rağmen ders çalışıyordu.Çocuklara dışarı çıkmalarını söylediğimde ‘’ abla defterimizi alalım öyle çıkalım olur mu’’ deyip odadan çıkışları içimi burkmuştu.A’ oda da bulunan yatağa oturdu ‘’ ben ilaç içmedim’’ dedi..Titreyen ellerinden,benimle konuşurken yüzüme bakmayışından yalan söylediği kesindi.Sürekli sigara içiyordu..Üzerine otorite kurmak için sesimi yükselterek ; ‘ A. ilaç içtiğini biliyorum,seni hastaneye götürmek zorundayım.Şimdi bizi oyalama,ambulans bekleyen yüzlerce gerçek hasta var vakit kaybettirme..’’ dedim. Sigarasından derin bir nefes aldı ve ‘’ evet ilaç içtim..ne buld
umsa içtim hem de,çünkü ölmek istiyorum..Hastaneye gitmek istemiyorum.’’ dedi.. Kendisine rızası olmadan onu oradan çıkarma yetkimin olmadığını bu sebeple asayişe haber verip polis zoruyla hastaneye götüreceğimizi izah ettim.Buna rağmen tedaviyi kabul etmeyince asayişe haber verdim ve bekleme süreci başlamış oldu..A . ‘’ ben 32 yaşındayım,12 yıldır istemediğim sevmediğim bir adamla evliyim ve 2 çocuğum var..Defalarca dayak yedim defalarca intihar ettim.Ailemin yanına her gittiğimde beni tekrar buraya yolladılar ama artık dayanamıyorum.Sevmediğim bir adamla aynı yatağa girmek istemiyorum şimdi beni bırakın öleyim ‘’ dedi.Söylediği sözler beynimde şok etkisi yarattıysa da duygusal davranamazdım ,aynı yüksek sesle ‘’ A.,işimi yapmak zorundayım..2 tane çocuğun var dışarıda..Şu yaptığın şeyin onlar üzerinde ki etkisi düşün’’ dedim. ‘’ umrumda değiller ..’’ yanıtını aldığımda ise denilecek hiçbir sözüm kalmamıştı..(ya da akla yatkın diyelim.)Polis adrese ulaştı.Durumu izah ettim.A ya dönüp ‘’ hastaneye gitmek istemiyomuşun gel seni bizim misafirhaneye götürek haa çay ısmarlarık ‘’dediler.(işte o an cinnete ramak kalmış ben de ipler kopmak üzereydi).Kadın ısrarcıydı..Mahallelinin yarısı eve doluşmuş yarısı dışarda bekleşmekteydi..Aklı başında olan bir polis çocukları çağırıp şiddet görüp görmediklerini soruyordu..Bu curcuna beni fazla germiş olacak ki A.!! Geliyor musun gelmiyor musun?kelepçeleri hazırlatayım mı? diye çıkıştım..(halbuki kadının ölüm isteği öyle anlamlıydı ki ve ona o kadar sarılasım vardı ki o an..)A sonunda razı oldu..Onu ambulansa yerleştirirken bir şey dikkatimi çekti….soğuk havada pijamaları ve terlikleriyle defterlerini koltuk altına sıkıştırmış 2 erkek çocuğu…onca olayın için de biran olsun bırakmadıkları defterleri...ambulansın içine öyle bir bakışları vardı ki…Çılgınca bağıran komşu kadın çocukların yanına geldi hadi bize gidiyoruz dedi..Çocuklardan biri ‘’ anne eve dön tamam mı’’ dedi….
Yolda giderken düşündüğüm tek şey  ; bu çocuklar o evden kurtarılmalılar ve defterleri de….!